Hiç unutamadığınız anılarınız
vardır ya işte öyle bir anıdır; gün gelir hiç umamadığınız anda size hoş bir
sürpriz yapar. Hayat budur işte insana yön veren zaman mekan seçmesine imkan
tanıyan, gördüğünü duyduğunu yaşadıklarını unutmaması konusunu her zaman
hatırlatan, bir çok şeye razı bir çoğuna da eh işte dedirten bir an hep onda
gizli ve canlı dün gibi hatta an gibi hatta, hatta anı yaşar gibi: Mekan desen
değil, zaman kavramı yetersiz, geriye ne kaldı ki koca sultan Süleyman mı?
Dersiniz.
Ben bilmem…
Bilene sormak lazım.
Kuru bir
sabah uyanırsın, uyandın mı? Ellerin yapış, yapış; yorgun, bitkin öyle ki kafan
kaşınacak olsa kolunu kaldıracak takati bulamadığın da, kendini güne hazırlamak
zor olur ona şüphe yok. Eline yüzüne su değince o mamurluk geçer üzülme birde
kahvaltını yaptın mı? Gerisini düşünme! Sonrası gelir. Evden çıkarsın işe
gidinceye kadar uyandın, uyandın. Uyanamadın? Yandın.
Diyelim ki
uyanamadın, patronunun dilinden çekeceğin var. Ooo uyanda balığa gidelim. Gece
beşik mi salladın. Akşamdan kalma gördüm seni gibi, bir sürü söz lakırtı
işitirsin. Doğrumudur? Doğru. Artık gün
boyunca gözü senin üzerinde olur, buda ne demek olur, senin için hiçte iyi
olmaz. Ama pişkinliğin üzerinde oldu mu? Benim tuzum kuru sen kendine bak
demeye getirdin mi? İşi tamamdır. Gol atmak zor ama atağa geçmeyi denemelisin
ne kaybedersin ki, o zaman ne olur karşı tarafın zaaflarını görmeye başlarsın
buda sana zaman kazandırır. Bunu bilmelisin.